Benim Sitem

SÜNNETULLAH

Sünnetullah, Allah’ın yasası demektir.

Ve sen Allah'ın sünneti için asla bir değişiklik bulmayacaksın!(Ahzab, 62)

…Hâlbuki kötü düzen ancak kendi ehlini çepeçevre kuşatır. O hâlde öncekilerin kanunundan başka ne gözetiyorlar? Onun için sen Allah'ın sünnetinde asla bir değişme bulamazsın. Sen Allah'ın sünnetinde asla bir başkalaşma da bulamazsın. (Fatır, 43)

Ve eğer küfretmiş kimseler, sizinle savaşsalardı kesinlikle Allah'ın öteden beri gelen kanunu olarak arkalarına dönüp kaçarlardı. –Allah'ın kanununda asla bir değişiklik bulamazsın.– Sonra bir dost ve yardımcı da bulamazlardı. (Fetih, 22-23)

Allah’ın koyduğu yasalarda asla bir değişiklik söz konusu değildir. Allah yasaları koymuştur ve bu yasalar işleyegelmektedir. Peki işleyen bu yasalar nelerdir? Bu soruyu cevaplayabilmemiz için fizik biliminin bugün geldiği duruma bir göz atmamız ve bu aşamada maddenin sınırlarını belirlememiz gerekecektir.

Maddenin kimyasal özelliğini taşıyan en küçük yapı taşı moleküldür. Molekül atomlardan oluşur. Atom altı/kuantum madde değildir. “Maddenin kimyasal özelliğini taşıyan” demekle neyi kastediyoruz bunu bir örnekle açıklayalım. Elimizde iki damla sıvı bulunduğunu kabul edelim. Bu sıvıların ne olduğunuanlamak için tahlil etmek gerekecektir. Bu sıvıların tahlili ancak kimya laboratuarında yapılır. Sıvılar kimya laboratuarına gönderilmiş ve tahlil sonuçları gelmiş olsun. Buna göre sıvılardan biri tuz ruhudur. Bu sıvı varlık özelliğiitibariyle insan için zararlı deriyi yakıcı kavurucu etkisi olan bir maddedir. Bu varlık özelliğini bilen kimse tuz ruhu içmez ya da çıplak elle dokunmaz. Diğer sıvının tahlilinden ise bunun portakal suyu olduğu anlaşılmıştır. Yani varlık özelliği itibariyle bir meyvenin suyu. Bu varlık özelliğini bilen kimse portakal suyunu içebilir. İşte fizikçilerin uğraştıkları atom altı/kuantum kimya laboratuarında tahlili yapılamayacak bir şeydir. Bu itibarla fizikçiler atom altı ile uğraşmakla varlık özelliğinin ne olduğunu bilmedikleri bir şey ile uğraşmaktadır. Bu bilmediğin şeyin peşinden gitmektir. İnsanın varlık özelliğinin ne olduğunu bilmediği şey ile uğraşması ona ancak zarar verir.

Atom altının madde olmadığını ve maddenin sınırını böylece belirledik. Peki atom altı/kuantum nedir?

Kur’an’da Allah’ın hakimiyeti “Arş üzerine istiva etmek” tamlaması ise anlatılır. Arş, taht demektir. Allah’ın arşı en büyük tahttır. İstiva etmek ise egemenlik kurmaktır. Egemenlik hakimiyet kurmakla mümkündür. Yaratılmış olan herşey Allah’ın hakimiyetindedir. Doğa yasaları bu hakimiyet sayesinde kusursuz şekilde işlemektedir. Bu hakimiyet sayesinde insanın işe karışmadığı yerde  (Allah’ın hakimiyetine girmiş kulları hariç Nur, 46) bir düzen ve sükunet hüküm sürmektedir. Makro düzeyden mikro düzeye yaratılmış olan herşey görevlerini eksiksiz yerine getirmektedir.

Şimdi aşağıdaki ayetlere bakalım:

…Rabbim bilgice her şeyi kuşatmıştır. Hâlâ düşünmez misiniz? (Enam, 80)

Sizin ilâhınız, ancak kendisinden başka hiçbir ilâh bulunmayan Allah'tır. Şüphesiz ki O ilim yönünden her şeyi kuşatmıştır. (Ta Ha, 98)

Allah, onların [yardım görmeyenlerin] önlerindeki ve arkalarındaki şeyleri bilir. Onlar ise O'nu bilgice kuşatamazlar. (Ta Ha, 110)

Ve hani Biz sana; "Şüphesiz Rabbin insanları kuşatmıştır" demiştik… (İsra, 60)

Gözünüzü açın! Şüphesiz onlar Rabblerine kavuşmaktan bir şüphe içindedirler. Gözünüzü açın! Şüphesiz O, [Allah]her şeyi kuşatandır. (Fussilet, 54)

Bu ayetler Allah’ın herşeyi bilgice kuşattığını söylemektedir. Bu bilgice kuşatma atom altı sayesindedir. Yaratılmış olan tüm maddi dünya atom altı ile kuşatılmıştır. Atom altı Allah’ın arşıdır/tahtıdır.

De ki, “Yedi göklerin Rabbi ve çok büyük tahtın   Rabbi kimdir?”

Onlar, “Allah’tır” diyecekler. Sen: “Öyleyse Allah’ın koruması altına girmeyecek misiniz?” de. (Müminun, 86-87)

Şüphesiz ki sizin Rabbiniz, gökleri ve yeri altı evrede yaratan, sonra en büyük taht üzerinde egemenlik kuran, gündüzü, durmadan kovalayan gece ile bürüyen ve güneş, ay ve yıldızları emrine boyun eğmiş olarak yaratan Allah'tır. İyi biliniz ki yaratma ve sistemler kurup yürütme sadece O'na özgüdür. Âlemlerin  Rabbi olan Allah ne cömerttir! (Araf, 54)

O,  gökleri ve yeri altı evrede yaratan sonra en büyük taht üzerinde egemenlik kuran,yerküreye gireni, ondan çıkanı, gökten ineni, ona çıkanı bilendir. Ve nerede olursanız olun O, sizinle beraberdir. Ve Allah yaptıklarınızı en iyi görendir. (Hadid, 4)

Ve Allah egemenliğine, hakimiyetine, yönetimine ortak kabul etmez.

Ve de ki: “Tüm övgüler, hiçbir çocuk edinmeyen, sahiplikte ve yönetimde kendisinin herhangi bir ortağı bulunmayan, düşkünlükten dolayı yardımcısı olmayan, Allah’a özgüdür.” Ve O’nu [Allah’ı] ululadıkça ulula! (İsra, 111)

İnsan dahil tüm maddi evrenin atom altı ile kuşatıldığını, atom altının madde olmadığını Allah’ın arşı/tahtı olduğunu tespit ettik. Şimdi başta sorduğumuz soruya geri dönebiliriz. Sünnetullah’ın işleyen bu yasaları nelerdir?

Sünnetullah’ın işleyen yasaları doğa yasalarıdır.

Doğa yasalarını da tabii bilimlere ilişkin doğa yasaları  ve sosyal bilimlere ilişkin doğa yasaları olarak ikiye ayırabiliriz.

Tabii bilimler öznesi madde olan bilimlerdir (fizik, tıp, kimya, biyoloji, botanik v.s) bunlardandır.  Tabii bilimlere hakim iki temel prensip vardır. Bunlardan biri maddenin gerçekliği bir diğeri de maddenin bağlı olduğu bilimsel nedensellik ilkesidir. İnsanın beş duyusu bilgiyi edinme yoludur. Bilginin kaynağı ise maddedir. Tabii bilimler bize maddenin bilgisini verir. Ancak bugün fizik bilimin geldiği noktada Sünnetullah/tabii bilimlere ilişkin yukarıdaki tüm prensipler göz ardı edilmiş, maddenin ne olduğu tartışmalı bir hal almıştır. O halde maddenin sınırlarını belirlemek gerekli bir iş haline gelmiştir. Maddenin kimyasal özelliğinitaşıyan en küçük yapı taşı moleküldür. Molekül atomlardan oluşur ve atom altı madde değildir. Atom altı ve madde çok kesin olarak birbirinden ayrılmıştır. Bu ayrım atom altına ilişkin bir kimyasal analiz yapma imkansızlığındandır. Atom altına ilişkin bir kimyasal analiz olmadığından/olamayacağından bu alan varlık özellikleri itibariyle bilinemeyecektir. Atom altından insanlık yararına faydalanılabilir (bilgisayar teknolojisi, elektron mikroskobu, süper iletkenler, emar cihazları v.s) ancak bu alana hükmedilemez, bu alan yönetilemez yönlendirelemezBu alan tabii bilimlerden fiziğin konusu değildir. Atom altı bir fareyi, bir çiçeği, bir insanı nesnel olarak inceler gibi masaya yatırılamaz.

Sünnetullah içinde yer alan diğer yasa grubu da sosyal bilimlere ilişkin yasalardır. Sosyal bilimlere ilişkin doğa yasalarının konusu insan ve toplumdur. Toplum bilim/sosyoloji, ekonomi, hukuk bunlardandır. İnsan da nesnel bir varlıktır ve o da kuşatma altındadır. İnsan özelinde atom altı sosyal yasaların konmuş olduğu bir alandır. Atom altı ile belirlenmiş yasaları/ilk yaradılıştan bu yana işleyen Sünnetullah’ı insan, toplum, dünya, evren, yaradılış üzerine kafa yoran kimseler öğrenebilir. Sosyal bilgilere ilişkin yasalar, ilk yaradılışla birlikte konulmuş ve işlemektedir. Buna göre zihinsel olarak çaba gösteren, çalışan, sorgulayan insan ham düşüncelerden ve zanndan kurtularak üzerinde kafa yorduğu konuya ilişkin sosyal bilgiyi öğrenecektir. Bunu şöyle anlatabiliriz: Elimizde bir konu olduğunu varsayalım. Bu konuya ilişkin sosyal bilgi bir tanedir. Bunun dışında kalan tüm ihtimaller ve olasılıklar zanndır. Aklımıza takılan o sosyal bilgiyi öğrenmek tüm olasılık ve ihtimalleri eledikten sonra mümkün olacaktır. Bu da ancak zihinsel olarak çalışmak ile mümkündür. Çalışmayıp sosyal bilgileri öğrenmezsek kendi ham düşüncelerimiz ve zannımız ile kuşatılırız.

Toparlarsak Sünnetullah ilk yaradılışla birlikte işleyen tabii ve sosyal bilimlere ilişkin yasaları barındırmaktadır. Tabii bilimlere ilişkin yasalar ve kurallar beş duyu ile, sosyal bilimlere ilişkin yasalar ise çalışıp akletmekle öğrenilebilir. Varoluşun ilk zamanlarından bu yana bu yasalarda hiçbir değişiklik olmamıştır.

Atom altını madde kabul eden ve sınır tanımayan bilim anlayışı insanlığa büyük zararlar vermektedir. Varlığı inceleyen fiziğin sınırları vardır ve bu sınırlar aşılmıştır. Son 50 yıldır bilim adı altında nesnel gerçekliğe aykırı olarak yapılan üretimler insanlığı bir hüsrana doğru sürüklemektedir.

NOT: Altom altı Allah’ın arşıdır/tahtıdır. Ruh/bilgi, melekler hep bu alan ile ilgilidir. Atom altı Allah’ın yaratışı ve yasaları belirlediği ölçü aletidir. Bu alan konusunda nesnel olarak bilinecek bir şey yoktur, bilinemez. Bilinecek tek şey bu alanın varolduğudur.

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol